Uzm. Dr. Alp Tunç

TEKRARLAYAN ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA YOLLARI


Uzman Doktor Alp Tunç - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 04.02.2020

Kış mevsiminin gelişi ve okulların açılması ile çocuklardaki enfeksiyon sıklığında artış başladı. Özellikle ilk defa okula veya kreşe başlayan çocuklar, diğer çocuklara göre çok daha sık enfeksiyon geçiriyor. Bu dönemde alacağımız bir takım tedbirler, çocuklarımızın çok daha az ve hafif enfeksiyon geçirmesini sağlayacaktır.

TEKRARLAYAN ENFEKSİYONLARDAN KORUNMA YOLLARI

Alınabilecek bu tedbirleri:

  • Hijyen kurallarına uymak
  • Yaşam alanları ile ilgili önlemleri almak
  • Yeterli uyumak
  • Doğru beslenmek
  • Bağışıklık sistemi destekleri kullanmak

olarak özetleyebiliriz.

HİJYEN KURALLARINA UYMAK

Enfeksiyon ajanlarından korunmak için hijyen kurallarına uymak büyük önem taşımaktadır. Kış aylarında özellikle toplu şekilde bulunulan kapalı ortamlar, alışveriş merkezlerinden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Hasta kişilerle temastan kaçınılmalı, çocukla kucaklaşılmaya veya çocuğun öpülmesine izin verilmemelidir. Hasta çocuklar tam olarak iyileşmeden kreşe veya okula gönderilmemeli, tedavinin tamamlanması beklenmelidir. Çocuklara öksürürken veya hapşırırken mendil kullanmak ve dirseğine doğru öksürmek öğretilmelidir. Enfeksiyon ajanları damlacık yolu dışında, ellerle taşındığı için el yıkama çok önemlidir. Çocuklara, doğru teknikle sık sık el yıkama öğretilmelidir.

YAŞAM ALANLARI İLE İLGİLİ ÖNLEMLERİ ALMAK

Okuldaki sınıfların ve evin odalarının sık sık havalandırılması, ortamdaki bakteri ve virüslerin uzaklaştırılması açısından önemlidir. Ortamın uygun ısıya sahip olması çocuğun sık hastalanmaması için en önemli faktörlerdendir. İdeal oda ısısı 22-24 derecedir. Daha yüksek bir ısı çocuğun daha fazla terleyerek, kolay hasta olmasına neden olabilir. Daha düşük derecelerde ise özellikle üst solunum yolu cildindeki damarlar daralır. Damarlardaki daralma o bölgeye gelen kanı ve savunma hücrelerini azaltır. Bu da enfeksiyon ajanlarının vücuda girip, hastalık yapmasını kolaylaştırır. Bu nedenle ideal ısı çok önemlidir. Ortamdaki nem miktarının ideal aralıkta olması önemlidir. Oda için ideal nem oranı % 40-60 aralığıdır. Daha düşük nem oranı, solunum yollarını kurutup enfeksiyonu kolaylaştırır. Daha yüksek nem oranında ise ev tozu akarlarının üremesi için uygun ortam oluşturarak, alerjiyi ve solunum yolu enfeksiyonu oluşumu riskini artırır.

DÜZENLİ VE VERİMLİ UYUMAK

Bağışıklık hücreleri uyku sırasında artış gösterir, uyku sırasında artan bağışıklık sistemi hücreleri sayesinde çocuklar, hastalıktan korunur ayrıca hasta iken de iyileşmeleri daha kolay olur. Uyku sırasında vücut daha az enerji harcadığı için enfeksiyon hücreleri ile savaşmak için daha fazla enerjiye sahip olur. Uyku sırasında (özellikle karanlık ortamda uyunduğunda) melatonin hormonu salgılanır. Melatonin çok güçlü bir antioksidandır. Hücreleri ve DNAları oksidatif strese karşı korur. Aynı zamanda antioksidanlar virüsler, toksinler ve bakterileri yok eder. Bu nedenle uygun ortamda ve yeterli uyku bağışıklık sistemi açısından büyük önem taşımaktadır. Melatonin gündüz uykularında değil, özellikle karanlıkta ve gece uykuları sırasında salgılanmaktadır.

DOĞRU BESLENME

C VİTAMİNİ: C vitamini önemli bir antioksidan olup, özellikle portakal, mandalina ve limon gibi turunçgiller başta olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler, kapya biber, domates, bürüksel lahanası gibi sebzelerde bol miktarda bulunur. Turunçgilleri alırken bunların miktarını abartmak, refluye yol açarak üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarını artırabileceği için miktara dikkat edilmelidir. C vitamin suda eriyen bir vitamin olup gereğinde fazla alındığında depolanamamaktadır. Bu yüzden günlük sadece 1 portakal veya 2 mandalina tüketmek yeterli olacaktır.

BALIK TÜKETİMİ, BALIK YAĞLARI: Omega 3 yağ asitleri vücuttaki kronik enfeksiyonu azaltır, ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Çocukların haftada en az 2 kez balık tüketmesi gereklidir. Eğer haftada 2 kez balık tüketilemiyor ise mutlaka balık yağı takviyesi kullanılması yerinde olacaktır.

SARIMSAK, SOĞAN: Soğan ve sarımsaktaki sülfür bileşenleri, bu sebzelere antioksidan ve antiviral özellik sağlamaktadır. Bu nedenle biraz kötü kokulu olsa da çocukların tüketmesi önerilir. Bu sebzelerin sülfüründen yararlanmak için çiğ yenmesi önerilmektedir. Eğer bu sebzeler tüketilemiyor ise karnabahar, brokoli, lahana gibi sebzelerin tüketilmesi uygun olacaktır. Soğan ve sarımsak tüketiminde dikkat edilecek en önemli husus, tüketilen miktarın abartılmamasıdır. Çünkü, özellikle çiğ sarımsak ve çiğ soğanın aşırı tüketimi, reflüyü tetikeyerek özellikle alerjik çocuklarda üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının oluşma sıklığını artırabilmektedir.

YETERLİ PROTEİN ALIMI: Vücudumuzu mikroplara karşı koruyan maddeler esas olarak protein yapıdadır. Bu nedenle çocuklar için yeterli protein alımı çok önemlidir. Yumurta, içerdiği protein, yağ, aminoasitler nedeni ile çocuklar için mükemmel bir protein kaynağıdır. Çocuklar mümkünse her sabah en az 1 adet yumurta tüketmelidir. Yumurta dışında kırmızı, beyaz et ve balık tüketilmesi önemli olup, bunları az tüketen çocuklar nohut, fasulye, mercimek gibi bitkisel protein kaynakları ile desteklenmelidir.

YOĞURT, KEFİR VE PROBİYOTİK GIDALAR: Yoğurt ve kefir içerdiği probiyotikler sayesinde bağışıklık sistemini destekler, vücudumuzu enfeksiyonlara karşı korur. Kefir ve yoğurt kullanılırken ev yapımı olması tercih edilir. Kefirin asidotik yapısının refluyu artırması ve bununda tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonunu kolaylaştırması nedeni ile kefirin günlük tüketimini önermiyorum. Bunun yerine gün aşırı kefir içirilmesi, arada kalan günlerde probiyotik verilmesi uygun olacaktır. Kefir ve yoğurt dışında turşu, boza, sirke (örneğin günlük 1 tatlı kaşığı elma sirkesi), peynir gıdaları da probiyotik açısından zengindir.

GLUTATYON İÇEREN BESİNLER: Glutatyon bilinen en güçlü antioksidandır. Birçok faktöre bağlı olarak azalan glutatyon miktarının yeterli olması bağışıklık sisteminin fonksiyonunu tam olarak yerine getirmesi açısından önemlidir. Glutatyon miktarı ilaç kullanımı, sebze meyveleri yetiştirmede kullanılan tarım ilaçları, temizlik ürünleri, ağır metaller, klorlu su, stres ve kullanılan mutfak gereçlerinin sağlıksız olması nedeni ile azalır. Vücuttaki glutatyon miktarını artıran gıdaları: sülfürlü sebzeler (soğan, sarımsak, brokoli, karnabahar, bürüksel lahanası, kabak), B grubu vitaminleri içeren besinler (pancar, ıspanak, avakado, ciğer), selenyum içeren besinler (tavuk, yumurta, hindi, ciğer, sardalya)olarak sayabiliriz.

Paylaş: