Uzm. Dr. Alp Tunç

Alerji Nedir?


Uzman Doktor Alp Tunç - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı 11.05.2021

alerji-nedir

Çoğu kişide sorun yaratmayacak maddelere vücudun aşırı tepki vermesidir.

Alerji nasıl gelişir?

Alerjik kişilerde bağışıklık sistemi alerjik madde ile karşılaştığında immun globulin E ismi verilen maddeyi sentezlemeye başlar. Bu immun globülin E dokuda mast hücre ismi verilen kan hücresinin üzerine bağlanır. Alerjen madde vücuda i̇kinci defa girdiğinde, mast hücre üzerindeki immun globülin E ye bağlanır. Anahtar kilit uyumu olduğunda yani alerjen immun globülin E ile birleştiğinde mast hücrenin içerisindeki maddeler hücrenin dışına salınır. Bu maddelerden en önemlisi histamin ismi verilen maddedir. Histamin ve histamin ile birlikte salınan diğer maddeler bulundukları dokulara hasar vermeye başlar. Bu dokularda kızarma, şişme (ödem), ve kaşıntı ortaya çıkar. Bu duruma inflamasyon yani mikropsuz iltihap (yangı) ismi verilir. Bu durumdaki dokular daha hassas, incinebilir aşırı tepki verebilir bir hale gelir. Eğer yangı burun mukozasında oluşursa alerjik rinit, akciğerde ortaya çıkarsa alerjik astım olarak karşımıza gelebilir, normalde alerjik olmayan maddelere aşırı tepki vermeyecek olan doku da yangı oluştuğunda, alerjik olmayan maddelere karşı da aşırı reaksiyon verir hale gelecektir. Bu durumda akciğer ve burun mukozası, sigara, parfüm, nem mide asidi gibi normalde alerjik olmadıkları etkenlere de tepki verecektir.

Neden herkeste alerjik hastalık görülmüyor ? Alerjik hastalıklar kimlerde daha sık görülür ?

Alerjik hastalıklarda genetik çok önemlidir. Fakat alerji gelişmesinin tek nedeni genetik yatkınlık değildir. Çevresel faktörler de alerji gelişmesini de çok etkilidir. Alerjiyi tam olarak anlayabilmek için bağışıklık sisteminin nasıl çalıştığını bilmek çok önemlidir. Bağışıklık sistemini mikroplarla Savaşan hücreler vardır. Bu hücrelerin değişik türleri vardır. Bunlardan T1 hücreler hücrelerin içerisine girecek kadar küçük mikropları öldürür, zararlı maddeleri yok ederler. Eğer zararlı madde hücrenin içerisine giremeyecek kadar büyük ve T1 hücrelerin yok edemeyeceği kadar büyük ise, bu durumda T2 hücreler devreye girer. Alerjik maddeler, yabancı cisimler ve parazitler bu gruptadır. T2 hücreler T1 hücrelerin sürekli olarak zararlı maddeye dolayısı ile çevresindeki dokuya zarar vermesini engellemek ile görevlidir. Bunu zararlı maddenin etrafını bir iyileştirici doku ve iltihap dokusu ile sararak yapar. Böylece bağışıklık sisteminin dokuya saldırmasını, aynı zamanda bu maddenin vücuda zarar vermesini engeller. Bir de bu iki sistemini dengeye sokan T regülatuar hücreler vardır. Hücrenin fonksiyonu bozulur ise; T1 çok çalıştığında otoimmün hastalıklar diyabet, Çölyak, romatizmalar ve MS ortaya çıkar. T2 çok çalıştığında ise alerjik hastalıklar ortaya çıkar.

HİJYEN TEORİSİ: Alerjinin ortaya çıkışında en çok kabul gören teorilerden birisidir. Sperm ve yumurta birleştikten sonra annenin uterusuna yerleşir. T1 hücreler gebelik boyunca fetüsün vücuttan atılması için uğraşacaktır. Bu atılımı engellemek için T2 hücreler baskın hale gelir. Böylece gebelik boyunca vücutta anne vücudunda T2 hücreler baskın halde bulunur. Annenin vücudunun devamı olan fetusun vücudunda da T2 hücreler baskın halde bulunur. Bu dönemde T1 hücreler zayıf bir halde bulunur. Doğum sonrasında T1 hücrelerin yeniden kuvvetlenmesi gerekmektedir. Yoksa T2 hücreler baskın olarak kalacaktır ve bu da çocukta alerjik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bebek doğduktan sonra yeterince bağışıklık sistemi yeterince mikrop ile temas etmez ise T1 hücreler güçlenemez, T2 hücreler baskın halde kalır. T regulatuar sistemi çoğunlukla vücuttaki sağlıklı flora tarafından geliştirilir.

Sezeryan doğumla doğan bebeklerde alerjik hastalıklar daha sık gözlenir. Bunun nedeni sezeryan sırasında, normal doğumda bebeğin aldığı annenin vajina florasını (annenin bağırsak florasının devamıdır) alamamasıdır. Bebek ilk olarak annenin memesinin cilt florasını alır. Bu da bebeğin bağırsak florasının sağlıklı olarak gelişmesini zorlaştırır. Bağırsak florası sağlıklı olarak gelişmemiş olan bebeklerde, T regülatuar hücreler tam olarak çalışamaz ve bu çocuklarda alerjik hastalıklar daha sık gözlenir. Ayrıca doğum ameliyathane şartlarında geliştiği için, bebek tamamen steril şartlarda doğar, bu da T1 hücrelerin güçlemesinde gecikmeye neden olur.

alerji-temizlik

Hijyen teorisine göre mikroplar dostumuzdur diyorsunuz, peki temizliğe hiç mi özen göstermeyelim ?

  • Tabii ki etrafımızı mikroplar sarsın demiyorum. Ama en azından mikrop oranını sıfıra indirecek kadar çamaşır suları ile evi sterilize etmemek gerekir. Hastalık yapmayacak kadar mikropların çevremizde bulunması zararlı değil yararlıdır. Temizlikte normal bir deterjanla belli aralıklarla evin silinmesi yeterlidir.
  • Alerjisi olmayan çocukların erken dönemde diğer çocuklarla görüştürülmesi (maalesef artık hiçbirimiz kalabalık ailelerde yaşamıyoruz), erken kreşe yollanması alerji sıklığını azaltacaktır. Ama eğer alerjik bir çocuğumuz varsa ve kreşe gittiğinde sık sık hastalanıyor ise bu durumda kreşe başlamak için 4 yaş sonrasını beklemek doğru olacaktır. Çünkü bu yaşa kadar hava yolları çok dar olup, hastaık zor atlatılmakta, kötü sonuçlara yol açabilmektedir.
  • Evde bitkiler bulundurmak (tabii alerjisi çıkmayan çocukların evlerinde)
  • Probiyotik tüketilmesini sağlamak
  • Gereksiz antibiyotik kullanılarak bağırsak florasının bozulmasını engellemek
  • Anne sütü tüketimini desteklemek

Beslenme alerjik hastalıkların gelişiminde önemli midir ?

Kesinlikle, en belirgin örnek kakaolu gıdalarda ortaya çıkar. Kakao çocuklarda reflüyü artıran bir yiyecektir. Kakao alan çocuklarda reflu sık olarak görülür. Burada ev yapımı veya dışarıdan alınması önemli değildir. Reflünün artışı solunum yolları mukozasında bir yangı ortaya çıkarır. Bu mukoza alerjenlere daha hassas bir hale gelir, solunum yolu florası bozulur. Buradan giren enfeksiyon etkenleri çocuğun solunum yollarında daha fazla hassasiyete, enfeksiyona neden olur. Fast food belenme ve paketli gıda tüketimi, bağırsak florasını bozarak düzenleyici T hücrelerinin fonksiyonunu bozar ve böylece alerjik hastalıkların daha kolay ortaya çıkamasını sağlar.

Besin alerjileri hangi gıdalara karşı oluşur ?

En sık inek sütüne karşı alerjisi görülmekle birlikte, yumurta, et sonrasında sırasıyla buğday, tahıllar, balık, deniz ürünleri ve kuruyemişlere karşı da besin alerjileri gelişir.

Bir çocukta hangi durumlarda süt alerjisinden şüphelenilir ?

Besin alerjileri dirençli egzamalar, düzelmeyen pişikler, kanlı veya mukuslu gaita, karın ağrıları, dirençli kolik, alerjik besin alımını takiben ortaya çıkan kusmalar, reflü veya ishaller ile kendini gösterebilmekle birlikte genellikle dirençli egzama veya kakada kanama ile kliniğe başvurmaktadır.

Süt alerjisi tanısı nasıl konulur ?

Süt alerjisi tanısı süt diyeti ile konulur. Süt alerjisinde klinik bulgular ile süt alerjisinden şüphelendikten sonra, süt ve süt ürünleri annenin diyetinden çıkarılır ve bu diyete verilen cevaba bakılır. Eğer diyetten çıkarıldıktan sonra klinik bulgularda belirgin bir düzelme oldu ise anne de diyet yapılır. Diyet süresine doktor karar verir. Eğer süt diyetten çıkarıldıktan sonra klinik bulgularda belirgin bir düzelme olduğu ise anne de diyet yapılır sonrasında basamak yöntemi ile diyet açılır.

Alerji testi ile alerji net olarak saptanamaz mı ?

alerji-dis-ortam

Hiçbir alerji testi süt alerjisine teşhisini net olarak koyamaz. Alerji testleri değişik yöntemler ile uygulanır. Kandan alerji testi, ciltten delerek alerji testi, bant ile cilt yüzeyinde kapatma testi ve taze besinin çizilmiş cilde temas yolu ile yapılan test olarak sayabiliriz. Çocuklarda çoğunlukla kandan alerji testi yapmayı tercih ederiz. Fizikten delerek alerji testi yapmak çocuk için travmatiktir. Solunumsal alerjenler de gerek kan gerek ise cidden delerek alerji testi uygulanabilmekle birlikte, özellikle besin alerjilerinde kandan alerji testi yapmak daha mantıklı olacaktır. Alerji testlerinin duyarlılığı maalesef düşüktür. Örneğin alerjisi olan 100 kişide bakılan alerji testinde sadece kırkında alerji pozitif olarak saptanabilmektedir. Bu nedenle alerji testleri bize yol gösterir bilmekle birlikte esas tane hekimin klinik izlemi ile konulur. Alerji testlerinde pozitif çıkan alerjilerin daha uzun sürebileceğini düşünebiliriz. Alerjinin neye karşı olduğunu bilemediğimiz vakalarda alerji testleri bize yardımcı olabilmektedir. Alerji testi pozitif çıkan vakalarda, diyet açılışında alerji testine göre diyet açma zamanının belirlenmesi çok daha sağlıklı olacaktır. Alerji testi istenirken de her alerjiden şüphelenilen vakada alerji testi hemen istenmemelidir. Örneğin süt alerjisi düşünülen vaka bize kaka da kanama ile bize başvuruyorsa bu hastada alerji testinin istenmesi öncelikli değildir. Fakat bize egzama şikayeti ile başvuruyorsa alerji testi daha öncelikli düşünebilir. Çünkü alerjiler immünglobülin E aracılıklı ve immün globülin E aracılıklı olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Kaka da kanama ile başvuran vakalar çoğunlukla immün globülin E aracılıklı olmayan, Egzama ile başvuran alerjiler IgE aracılıklı alerjilerdir.

Süt alerjisinde inek sütü dışında diğer sütleri verebilir miyiz ?

İnek sütü alerjisi olan vakaların % 70-80 inde hayvan sütlerine karşı da alerji vardır. Hatta şiddetli süt alerjilerinde dana eti başta olmak üzere ete karşı da alerji olabilir. Burada bilinmesi gereken önemli bir konu süt alerjisi olan çocuğun, sütü fırınlanmış olarak tükettiği zaman alerji çıkmayabileceğidir, bu nedenle süt ürünlerinden tamamen vazgeçmeden önce fırınlanması da düşünülmelidir. Eğer süt alerjisi nedeni ile anneye diyet uygulanıyor ise annenin kendisine gerekli kalsiyumu alamayacağı için mutlaka kalsiyum tableti de başlanmalıdır. Bu kalsiyum tabletini seçerken, tabletin süt ve süt ürünlerini içermemesine özen gösterilmelidir.

Yumurta alerjisi ikinci sıklıkta görülen alerjilerden demiştiniz ?

Yumurta alerjisi, süt alerjisinden sonra en sık görülen gıda alerjisidir. Yumurtanın beyazına karşı sarısından daha sık alerji görülür. Çünkü beyazı esas olarak protein yapıdadır ve sıklıkla alerjen proteinleri içerir. Yumurta alerjisi olan çocukların yalnızca yumurta değil, içerisine yumurta giren hiçbir gıda almaması gerekmektedir. Alırken mutlaka içerisinde yumurta proteini olup olmadığı sorgulanmalıdır. Yumurta alerjisi olan çocukların bir kısmında tavuk etine karşı da alerji gelişebilir. Böyle bir durumda tavuk etinden şüpheleniliyorsa mutlaka diyete tavuk eti de sokulmalıdır. Aşıların bazıları yumurta kültüründe üretilir. Bu nedenle yumurta alerjisi olan çocuklarda bu aşılar yapılırken dikkatli olmalıdır. Ciddi yumurta alerjisi olan çocuklarda kızamık kızamıkçık kabakulak aşısı mutlaka hastane şartlarında yapılmalıdır.

Tahıl alerjileri hangi tahıllara karşı daha sık görülür ?

Tahıl alerjileri en sık buğdaya karşı olur bunun dışında buğday ile çapraz reaksiyon gösteren çavdar, arpa, yulafa karşıda tahıl alerjisi görülür. Buğday alerjisi olan çocuklar mısır, pirinç, karabuğday, keten tohumu, Çiya tohumu, kinoa ise genellikle rahat bir şekilde tüketirler. Glutene karşı alerji ile Çölyak hastalığı farklı klinikler gösterir. Alerji de tüm vücudu ilgilendiren reaksiyonlar olurken, Çölyak hastalığında glutene karşı bağırsak hassasiyeti ve emilim bozukluğu mevcuttur.

Paylaş: